GÖCEK’den BODRUM’a EMRE’nin MAVİ YOLCULUĞU
Ooff!! Bu ne telaş? Annem bütün sevdiğim oyuncakları çantalara yerleştiriyor, kolsuz tulumlarım, mayolarım, tülbentlerim bezlerim... Bavullarda yerini aldı. ”Rüzgar olursa…” diye konuşuluyor… Kapişonlu hırkalarım da yerleştiriliyor özenle…
Eyvah, baby relax’im de mi gidiyor? Hey! Araba koltuğumu, pusetimi unutmayın… Biberonlarım, çantam hazırlanıyor. Babanemden yatağım toparlanıyor, göç ediyoruz… Uçağa bineceğim, bu benim ilk uçuşum. Herkes heyecanlı.
Dedem, babanem, amcam, annem, babam havaalanında buluşuyoruz… Hımmmm!!! Herkes bana bakıyor.
Agu bugu, ga, guu, aa... “Yaşasın!! Artık ben de konuşuyorum.” Uçakta annemin kucağındayım. Kalkışta heyecanlandım biraz. Ağlamak istedim ama en sevdiğim çayı verdi anneşim, onu keyifle içerken, uyuya kalmışım... İnişte, kendi kırmızı koltuğumdaydım. Annemin ve babamın gözlerinin içine bakarak, ilk inişimi hiç heyecanlanmadan yaşadım. Biraz parmak emdim tabii. Eeee, nolacak? Bu da benim keyfim! Hem, kulaklarım da çok tıkanmadı böylece...
Port Göceğe yol alırken, arabada da biberonumu emdim. Oh! Keyfim yerinde. Tekneye bindik. Kamaram hazır, yatağım emniyetli. Dadım Gvher ile kamaramızı paylaşacağız. Yola çıkıldı güneş batıyor... Herkes kamaralara yerleşme telaşında, ben sehpanın üzerinde, baby relaxim de sallanıyorum. Minik dalgalar tekneyi sallıyor, ben de tekmeler atıp, dan-din-dong müzik yapıyorum. Amcam, dedem ve babam karanlıkta yüzüyorlar.
Aysız bir gece, yakamozlar suyun içinde parıldıyor... Ben artık uyuyacağım, sizi bilmem...
Birinci gün Göcek Koyu,Yassıcalar;
Sabah üç saatlik bir yolculuktan sonra Marmaris Koyu'ndayız...
İkinci gün EKİNCİK Koyuna demir attık.
Banyomu hazırlıyorlar. Herkes bol bol yüzdü. Sıra bende şimdi, yaşasın!...
Güneş. gözlerimi kamaştırıyor ama, açık havada yıkanmak çok güzel... Oyuncaklarım çevremde yüzüyor. Ayaklarımı vuruyorum keyifle. Babanem 'bum, bum' deyip duruyor... Oyuncaklarımla onlar daha çok oynuyorlar...
Hey! Verin onları bana, tadına bakacağım bir bir...
Bir taka yanaştı teknemize, Dalyan koyuna gitti herkes.
Babanem kaldı benle. Omuzunda uyumuşum ninnisini dinlerken... Teknenin yalpasında.
Hisarönü Körfezi, Karacasöğüt, Martı Marina'da soluklandık biraz.
Marina da ki Mistral Restoranda yemek yedi herkes. Ben kamaramda serin serin uyudum.
Teknemiz yıkandı paklandı.
Yine seyir halindeyiz. Sabah zincir sesi ile uyandık erkenden.
Dedemin koynunda keyif yapıyor, topuklarımla göbeğini tekmeliyordum.
Babanem 'Vuuut, Vuuttt' diyor bu sefer... Köpükleri seyrediyorum, şimdi hızla gidiyoruz.
Gözlerim kapanıyor. Biberonumu emerken uyuya kalıyorum.
3.Gün; Hisarönü Selimiye'deyiz... İlk sivrisinek saldırıma uğradım... Herkes çok üzüldü. Acıklı acıklı bakıyorlar.
Tepemde dizilmiş ısırıklarımı sayıyorlar... Söyleniyorlar...
SYMI'deyiz... 4. Gün
Pusetim hazırlandı karaya çıktım ilk yurtdışı gezim bu... Yunanistan'dayım...
Ama karnım acıktı ve çabucak geri döndük. Biberonumu hazır değil, yaygarayı bastım...
Şimdi mutluyum. Ohh!! İçim geçmiş bile... Uyuya kalmışım...
5.Gün- GÖKOVA KOYU
Şimdi Yediadalar'da, Gökağaç Koyu'ndayız. Yarın, Şehir Adalarında uyanmayı planlıyoruz.
Sedrai Adası-Kleopatra plajına gidilecek ve orada yüzülecek
.
Kleopatra Plajı
Yine yoldayız. Okluk koyu karşında bulunan İngiliz limanı veya diğer adı ile, Çamlık Koyu'na doğru yol alıyoruz.
Bir deniz kızı heykeli koyda bizi karşılıyor.
İNGİLİZ LİMANI... 6.Gün
Babam su kayağında;
Buradan sonra uzun bir yolumuz var. Bodrum Yarımadası'nı dönüp, Yalıkavak'a ananeme gidiyoruz.
Bizi dört gözle bekliyor.
Kavuşma anı çok güzeldi... Dedem, ananem, dayım... Botla tekneye geldiler.
Herkes Aaa!!!! Çok büyümüş! dedi... Mutluyum!!
Bu yazıyı babanemin kulağına fısladım o da yazdı...
YOLCULUK PLANIMIZ, HARİTALARIMIZ;
Ayrılık geldi çattı toparlanıyoruz.
Eşyalarım toparlanırken, Zuma Beach'de ağaçların altında keyif yapıyorum.
Bir hafta daha tatilim var. Ananemlerle Yalıkavak'da kalacağım yaşasın...
Teknemiz Türkbükü Koyuna gidiyor.
Hoşcakal kamaram... Tavanında dalgaların, ışıkların yansımalarını, parıldamalarını seyrederek eğlendiğim mavi odam.
TEMMUZ 2006
BODRUM
Emre Erkaya adına yazan; Tülin Erkaya( The Babane)
+++