NOTEBOOK 3

2. Gün

San Juan - EL YUNQUE (Caribbean National Forest)

Yağmur Ormanlarında

Birçok tropikal ormanın zaman içinde yok olduğunu öğreniyor üzülüyoruz ama kalan ağaçlar bir güzellikler sinsilesi. Yukarıdan bakıldığında halı gibi görünüyorlar. Ağaçlar; Poinciana, flaming red blooms, African tulips, ve çok büyük kapok ağaçları... USA'da sadece burada yetişiyorlar.  Diğer ağaçlar ise; Breadfruit, guanabanas, papayas, sea grapes, ve star apples.  Puerto Rico'da çok güzel çiçekler var orchids ve poinsettias. Evlerimiz de bahçelerimiz de binbir özenle büyütmeye çalıştığımız bitkiler burada orman boyutunda... Cam güzelleri, fil kulağı, deve tabanı, muz ağaçları, ananas ağaçları, ateş çiçeği tanıyabildiklerim... Doğal şelaleler, kayalar ve aralarından fışkıran bitki örtüsü kıpkırmızı çiçekler muhteşem... 

 

Günün diğer yarısını sahil yolunda gezi ile bitiriyoruz.6 millik doğuya doğru Fajardo'ya gidiyoruz burası teknelerin marinaların olduğu bölge burası çok güzel plajlar ise Luquillo'da. Coconut-Hindistan cevizi agaçları ile çevrili...

Yol boyunca düzinelerce yöresel yiyeceklerin ve yemeklerin satıldığı büfeler (kiosks) var. Bol kızartma tarzı yemekler, balık yemekleri, ananas, muz, hindistan cevizi sütü... Piononos (et ve peynir sarması), pinchos (şiş kebap!) en meşhur yemekleri...

Aralık ortası bize yaz tatili ama Puerto Rico'lular için yaşanan mevsim kış olduğundan sahiller tenha.

Rehberimize soruyoruz 'Yerli halk nerde?' diye 'Christmas alışverişinde; Mall'larda yani alışveriş merkezleride' olduklarını söylüyor...

Yazlık evler sıkıca kapatılmış. Yeni yapılanlar ve çok zengin evleri hariç, evlerin mimarisi enteresan. Birer beton kutu sanki. Her pencere demirlerle kapatılmış ve sağlam panjurlarla örtülü. Evler beton kolonlara oturtulmuş yerden yüksek, su basmalarına karşı ve tahta yiyen termitlere karşı korunaklı. Bahçe kısmı yol tarafına değil, iç avlu kısmına yapılmış.

Bana soğuk hava depolarını anımsattı bu evler ve sevimsiz geldi...

Tabii ormanda ve sahil yolunda çok güzel malikaneler de var ve genellikle golf resortları içindeler.

Otelimize döndüğümüzde kendimizi yine sahile dalgalara atıyoruz. Yüzmek imkansız. Her gelen dev dalga ile sahile doğru suyun üstünde kalma yarışı yapıyoruz. Sudan çıkınca, derin bir masaj olmuş hissi yaşanıyor. Kızıl incecik kumsalda palmiye ağaçları altında yürüyüş yapıp deniz kabukları taşlar topluyoruz.

Yemeklerimiz otelin çeşitli restoranlarında yeniyor. Minik kurbağaların (coqui) çıkardığı sesler müziğe karışıyor.

En keyiflisi gece havuz kenarında ki ısıtılmış jakuzide oturup yıldızları ve dolunayı seyretmek.

http://travel2.nytimes.com/2006/10/29/travel/29hours.html?8td&emc=td

seyahatimize referans olan bir yazı NY Times'dan

Tülin Erkaya

Aralık 2006